Seçim arifesi...
Yoğun programlar, lansmanlar, projeler, saha çalışmaları...
Bir hengame ki 'en iyisi benim' yarışı.
Bir önceki seçimlerde gördüğümüz keskin ve siyaseti ikiye bölen ittifaklar yok. Millet ittifakı dağılmış durumda. Cumhur ittifakında benzer durum görünmesede genel manada kollektif bir çalışma yok. Her parti her belediyenin peşinde.
Siyaset dünyasının hal-i pür melali böyle. Siyasilerin en büyük hedefi Belediyeler, halkın en büyük gündemi enflasyon, işsizlik, pahalılık ve bıkkınlık. Toplumun siyasette yeni bir renk istediği de herkesçe malum.
Siyaset dünyasının ve halkın hali böyleyken dünya görüşleri benzer, hedefleri aynı, oy potansiyelleri düşük olan HÜDA PAR ve Saadet Partisi'nin ittifak kurup siyasette yeni bir renk katması gerekmez miydi?
Her iki parti de zaferden ziyade seferden sorumlu olduğuna iman edip ve baharın bir çiçekle gelmeyeceğini bilse dahi baharın müjdecisinin bir çiçek olduğu inancında.
Ahlak ve maneviyat meselesini dillerine pelesenk etmiş ve tabealarını bu vurguyla yetiştiren iki parti, iki dava.
İslami düşünce zemininde hareket ettiklerini belirten, İslami nizamı hedefleyen, Ümmet ülkelerinin iktisadi, siyasi ve askeri olarak birleşmesini isteyen ama bir yerel seçimde bile birliktelik kuramayan iki parti.
Saadet Partisi'nin siyasi birikimi ve tecrübesi ile HÜDA PAR'ın gençliği ve çarpan etkisi birleşseydi elbette toplumda ciddi bir karşılık bulurdu. Çoğu yerde yetersiz oylara sahip olma durumunuda birleşerek çözme imkanı bulurlardı.
Amaçlar ve hedeflerin bir realiteye dayanması gerekir. HÜDA PAR ve Saadet'in reel imtihanları da seçimler. Düşünce olarak muhalif oldukları partiler ile ortak hareket edebiliyorlarken bir oldukları onca benzerliklerine rağmen kendileri bir ittifak kuramıyorlar.
Yani kendilerini birleştiren yüzlerce mesele varken onları bir mesele ayırabiliyor.
Hakikat tüm çıplaklığıyla orta yerde dururken; toplum önüne çıkıp Ümmetin birleşmesi gerektiğini savundukları projelerden bahsetmeden önce iki değil üç defa düşünmeleri gerekiyor.
Yorum Yazın
Facebook Yorum