01 Mart 2017 tarihli gazetelerde nedense kimsenin önemsemediği, görmediği veya görmezden geldiği veya yıllardır bu coğrafyada yaşatılan olaylar sebebiyle olağan gördüğü bir haber yer aldı. Haber aynen şöyleydi;
ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Albay Jeff Davis "Suriye'deki gruplara destek verme şartları arasında 'savaşçıların belli bir yaşta olması' koşulunun bulunmadığını" söyledi… Bir Pentagon yetkilisi ise ''istihdam edilecek savaşçıların belirli bir yaşta olması'' gibi bir koşul olduğunu hatırlamadığını söyledi. İsminin açıklanmasını istemeyen yetkili '' Elbette 18 yaşından küçük birine silah verilip savaşa gönderilmesi kabul edilecek bir durum değil ancak bölgedeki durum ve kültürel yapı göz önünde bulundurulduğunda çok da şaşırtıcı değil. Biz onlara sadece destek verip DEAŞ ile savaşmalarını istiyoruz. Kimi nasıl istihdam ettiklerine bakmıyoruz. Tabii ki çocukların savaşta istihdam edilmesi kötü bir şey ancak orada durum farklı'' yorumunu yaptı.
Üç Amerikalı “yetkilinin” açıklamasının ortak teması Arap ve Kürt çocuklarının koşullar ve kültürel yapıları gereğince silahlandırılabilip savaşa gönderilebilmeleridir. Her iki açıklamada ırk ayırımı gözetilerek Arap ve Kürt halklarına karşı ırkçılık yapılmaktadır. ABD Türkiye büyükelçiliği ABD yönetiminin bu konuda ne düşündüğünü bu iki halka ve çocuklara saygı gereği açıklaması gerekir. Her konuda açıklama yapan ABD elçiliği böyle bir açıklama yapacak mı? Tabi ki hayır yapmayacağını biliyorum. Bunu kendime, halkıma ve Arap ve Kürt çocuklarına olan saygımdan dolayı, bu halkların ve çocuklarının saygıyı hak ettiklerini hatırlatmak için yazıyorum.
Bu çocukları kim ve neden silahlandırıyor? Bunlari silahlandirarnin ABD olduğunu artik sagir sultan bile duydu ve biliyor.
Bu çocuklar ve onları savaşa süren yetişkinleri ne için savaşıyor ve ne elde ediyorlar? Bölgedeki savaşın bu güne kadar ki sonuçlarına bakacak olursak, Sadece ABD’nin bölgeye yerleşmesine ve ABD çıkarlarının korunmasına ve geliştirilmesine yardımcı olmuştur. Bu savaşın Arap ve Kürtlere olumlu misketi zerre kadar bir yarar sağladığını söyleyebilecek savaş taciri değil aklı başında biri var mı?
ABD’nin kurduğu senaryo çerçevesinde, savaşın başladığı günden bu yana on binlerce Arap ve Kürt çocuğu öldü ve ölmeye devam ediyor. Sonuçlar bu kadar net ortadayken Arap ve Kürt çocukları ABD çıkarları için neden ölsün?
Cenevre sözleşmesine ve çocuk hakları sözleşmesini imzalayan ve her iki sözleşmeye taraf olan ABD’nin sözcüleri düzeyindeki kişilerin bu açıklamaları açıkça her iki sözleşmeyi ihlal etmekte ve savaş suçu içermektedir. Sözleşmelere taraf diğer ülkelerin bu konuda sesiz kalmamaları ve sözleşmenin gereği olarak Arap ve Kürt çocuklarına ırk ayırımı gözeterek bu açıklamayı yapanları uluslararası yargının önüne çıkarıp yargılanmalarını sağlamalıdır. Taraf ülkeler bunu yapamadığı taktirde bu iki sözleşme de hukuksal deyimle işlemez hale gelen uluslararası kurumlar ve yasalar gibi kadük duruma düşecektir yani işlemez hale gelecektir.
Bu konuda sivil toplum örgütlerini Arap ve Kürt halklarına ve çocuklarına karşı işlenen bu ırkçı savaş suçuna karşı duyarlı olmaya ve tepkilerini göstermeleri gerektiğine inanıyorum.
Gerek sözleşmelere taraf ülkeler gerekse toplumsal dinamiklerin ilk adımını oluşturan sivil toplum örgütleri bu konuda her ne sebeple olursa olsun sessiz kalıp görevlerini ihmal etmeleri durumunda bundan sonraki bu konudaki inandırıcılıkları sorgulanır hale geleceğine inanıyorum.
Demokrasinin tüm bileşenlerinin devletler, sivil toplum örgütleri, kurumlar ve şahsiyetler her fırsatta söylevlerinde dillerinden düşürmedikleri çocukların haklarını savunmalarındaki samimiyetleri Arap ve Kürt çocuklarına karşı işlenen bu insanlık suçuna karşı gösterecekleri tutumla sınanacağına inanıyorum.
Irkçı sözcüler tarafından alt kültür olarak tabir edilen iki halkın ortak coğrafyasının bir bireyi, bir baba ve bir insan olarak bu insanlık suçunu kınıyorum.
BAKALIM TARİH YAPRAKLARINA..... “Çıla Gazetesi” Süryani, Sosyalist, İbrahim Seven’le yapılan ropertaj, gözlemi de hiç de yabana atılmayacak ve üstünde düşünmeye değer bir malzeme aşığında sunuyor bize:‘KÜRT-ARAP SAVAŞI ÇIKARMAK İSTİYORLAR’Amaç bir Kürt Arap savaşını çıkarmak mı yoksa…. Zaten adım adım bu savaşı Kürt Arap savaşına götürmek isteyen güç var. Suriye devriminin başından beri Kürt Arap savaşını çıkarmak isteyen bir güç vardı. Bu yönlü komplo geliştiren güçler vardı. Ama Batı Kürdistan’daki Kürt hareketinin duyarlılığı ile YPG’nin duyarlılığı nedeniyle bu aşamaya gelmesinin önünü aldık. Ama İslami örtü altında kendini gizleyen bu kesimler şimdi Kürt savaşını yapıyor. Ve uluslar arası komplocu güçlerin bu amacını adım adım geliştirmek istiyorlar. Yürüttükleri katliamcı politikalar Kürt soykırımını yapma politika ve uygulamalarıdır. Kürtlere karşı bir savaş olarak kabul ediyorlar ve o şekilde yürütüyor. Bu bizim kültürümüz değil. Bizim tüm bölgelerimizde yaşayan Araplar var. Derik, Qamışlo, Rasul Ayn (Serêkaniyê), Kobani ve Afrin gibi yerlerde Araplar var.İç ve dış göçün nedeniBirincisi ekonomik sebepler, ikincisi Sosyal sebepler, üçüncüsü Uluslararası sözleşmeler doğrultusunda verilen bazı hak ve özgürlüklerin kısıtlanması, dördüncüsü Mediniyetin beşiği Mezopotamya’nın bilinen en eski sakinleri ve dünyanın ilk Hıristiyan halklarından olan Süryani, Nasturi, Asuri ve Keldani bölgede yok etmeyi amaçlayan fanatik ayrılıkçı Kürt siyasi hareketinin baskıları ile karşı karşıya bulundu. Ayrılıkçı odakları ve ideologların sunduğu “ Kürt Tarih Tezi”nde Anadolu’nun Güneydoğu ile Doğusunda” ve Mezopotamya’da da bu güne kadar tarih sahnesine çıkmış ne kadar kavim varsa, tümüne “Kürt” saymakta, bunlara ait tüm tarihsel yapıtlara dil, kültür ve uygarlığı da keza aynı şekilde “Kürt damgasını vurmakta. Yakubi, Süryani kadim Nasturi ve Keldanilerin “Kürtleştirilmek” istenildiğine dair yazı da mevcuttur. Kürtçe ve ayrılıkçı yazarların eserlerinde bu halklar için Süryani Kürtler, Nasturi Kürtleri ve Keldani Kürtleri gibi ifadeler kullanılması anılan toplulukların kimliğini inkârı en belirgin kanıtlarındandır. “Çıla Gazetesi” Süryani, Sosyalist, İbrahim Seven’le yapılan ropertaj, gözlemi de hiç de yabana atılmayacak ve üstünde düşünmeye değer bir malzeme aşığında sunuyor bize:...
SADETTİN NOYAN
12-02-2024 01:22