Duruşmaya, Yeryüzü Çocukları Derneği'nin ve çok sayıda baronun Avukatı davaya katılım sağladı. Mahkeme heyeti, sanıkların suçu işledikleri yönündeki şüphenin yüksek olması nedeniyle tutukluluk hallerinin devamına karar verirken, duruşma 19 Ocak tarihine ertelendi.
Gerçekleştirilen ilk duruşmanın ardından Kilis Adliyesi önünde basın açıklaması yapan dava avukatları, bu tür saldırılar ağır şekilde cezalandırılmadığı müddetçe uygulanan cezaların caydırıcı olmayacağı, sanıkların en üst sınırdan ceza almaları için sürecin takipçisi olacaklarını vurguladılar.
"Bu tür saldırılar en ağır şekilde cezalandırılmadığı müddetçe caydırıcı bir etkisi olmayacaktır"
Avukatlar adına basın açıklamasını okuyan Yeryüzü Çocukları Derneği Avukatı Aleyna Gülden Bozkurt, "Ailenin avukatları olarak süreci en başından beri takip ediyoruz. Bugün ilk duruşması görülen davada, sanıklar kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, çocuğun cinsel istismarı ve kasten öldürme suçlarının nitelikli hallerinden yargılanmaktalar. Sanıkların herhangi bir indirim uygulanmadan, üst sınırdan cezalandırılmaları amacıyla, sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz. Çocukların yaşam hakkı, fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı korunma gibi haklarına yönelik saldırılarda; gereken tepki, toplumun her kesimi tarafından gösterilmediği ve bu saldırılar en ağır şekilde cezalandırılmadığı müddetçe uygulanan cezaların da caydırıcı bir etkisi olmayacaktır." dedi.
Çocuklarla ilgili her türlü gündemin kamu vicdanı, toplum güvenliği ve bilhassa çocukların fiziksel ve psikolojik sağlığının gözetilerek oluşturulmasının şart olduğunu vurgulayan Bozkurt, bu yapılmadığı takdirde suni gündemlerle çocuk hakları ihlalleri, çocuk istismarı ve hatta çocukların katledilmesi toplum nezdinde normalleşeceğini ifade etti.
"Her çocuğun yaşam hakkının savunulması gerekir"
Bozkurt, "Gina'nın yani yaşam hakkı elinden alınan bir çocuğun, amasız fakatsız şeksiz şüphesiz savunulmadığına, üzülerek şahitlik ediyoruz. Çocuk hakları savunucuları olarak, olayın vahametini anlatacak cümle bulamazken, bu insanlık dışı olaya dahi sessiz kalabilenler adına, utanç duyuyoruz. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirgesinde, iki önemli ilkeye yer verilmiştir. Bunlardan birincisi çocukların ayrımcılığa karşı korunması ilkesi, ikincisi ise tüm çocukların dil, din, ırk vb. ayrım gözetilmeksizin eşit haklara sahip olmasına dair ilkedir. Esasında, çocuk hakları bildirgesinde de yer alan, çocukların eğitim, barınma, beslenme, eğlenme, sağlık hizmetlerine erişim haklarını konuşmamız gerekirken, ne yazık ki bugün hala her çocuğun yaşam hakkının savunulması gerektiğini anlatmaya çalışıyoruz. Bizler istiyoruz ki, bir çocuğa yaşatılanlar karşısında ilk soru çocuğun kimliği olmasın. İstiyoruz ki, bir çocuğun başına gelenlere yalnızca faili yabancı uyrukluysa tepki gösterilmesin. Bizler istiyoruz ki, bir çocuğun Türk, Suriyeli ya da başkaca bir ırk ayrımına ve ayrıcalığına maruz bırakılmadan sadece ve sadece çocuk olduğu için hakları gözetilsin ve korunsun. Yeryüzü Çocukları Derneği olarak, tüm çocuklar ırk, ulus, köken ve diğer özellikler yönünden eşit olan haklarına, aynı oranda erişebilene kadar, tüm çocuklar okullarından evlerine güvenle dönebilene kadar çocuk hakları mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz." diye konuştu.
Ne olmuştu?
Kilis'te okuldan çıktıktan sonra bir daha haber alınamayan Suriye uyruklu 9 yaşındaki Gina Mercimek'in, bir evin bahçesindeki su kuyusunda beline briket bağlı cesedi bulunmuştu.
Yorum Yazın