Güney Afrika Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa, Uluslararası Adalet Divanı'nın kararı hakkında televizyonda ulusa sesleniş gerçekleştirdi.
Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanının, uluslararası hukuk, insan hakları ve hepsinden önemlisi adalet için bir zafer olan bir karar yayınladığını belirten Ramaphosa, bunun Güney Afrika'nın başka bir ülkeyi uluslararası adalet divanına götürmek için gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş eylemin ardından geldiğini söyledi.
29 Aralık 2023'te işgalci rejime dava açtıklarını hatırlatan Ramaphosa, "Mahkeme, kararında, Gazze'deki çatışmanın tarafı olmasa da Güney Afrika'nın israili mahkemeye götürme hakkını onayladı. Birleşmiş Milletler'in temel yargı organı olan Uluslararası Adalet Divanı, israilin Gazze'de yeni soykırım eylemlerini önlemek için bir dizi geçici önlemi derhal uygulaması, bu tür eylemlerden vazgeçmesi ve gerekli önlemleri alması yönünde bir karar verdi. Soykırım eylemlerine ilişkin delillerin imhasını önlemek ve muhafazasını sağlamak için etkili tedbirler alınmasına hükmetti. Güney Afrika Hükümeti olarak UAD'nin kararını memnuniyetle karşılıyoruz.
Ramaphosa, "Mahkemenin çoğunluk kararıyla hükmettiği ve israil ordusunun Filistinlilere karşı soykırım eylemi yapmaması gerektiğine hükmeden tedbirleri memnuniyetle karşılıyoruz. İsrail, soykırıma kışkırtmayı önlemek ve cezalandırmak için her türlü tedbiri almalıdır. Ayrıca, Gazze'ye temel hizmetlerin ve insani yardımın sağlanmasına yönelik acil ve etkili önlemler alınmalı ve UAD'nin emrini bir ay içinde yürürlüğe koymak için alınan tüm önlemlere ilişkin bir raporun bir ay içinde sunulması da dahil olmak üzere, Gazze'de olup bitenlere ilişkin kanıtları muhafaza edilmelidir." diye konuştu.
Mahkeme kararının, işgal rejimi "israil için bağlayıcı olduğunu" vurgulayan Ramaphosa, ayrıca Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesine taraf olan tüm devletler tarafından saygı gösterilmesi gerektiğini kaydetti. Ramaphosa, işgal rejimi "israilden, Uluslararası Adalet Divanı'nın aldığı tedbirlere uymasını beklediklerini" söyledi.
"Gazze halkı için adaleti sağlama arayışımızda önemli bir adım"
Yarım asırdan fazla süren işgal ve apartheid sonrasında Filistin halkının adalet çığlıklarının Birleşmiş Milletler'in seçkin bir organı tarafından dikkate alındığını ifade eden Ramaphosa, "israilin Gazze'ye yönelik saldırılarını, israilin sorumlu tutulması gereken soykırım eylemleri olarak nitelendirdik. Bugün Uluslararası Adalet Divanı bizi haklı çıkardı. Mahkeme, Sözleşme'nin 9. maddesi uyarınca başvurumuzu karara bağlama yetkisine sahip olduğu sonucuna varmıştır. UAD'nin bugün verdiği kararın etkisi, makul bir soykırım vakasının var olmasıdır. Bu, Gazze halkı için adaleti sağlama arayışımızda önemli bir ilk adımı işaret ediyor." değerlendirmesinde bulundu.
Ramaphosa, "Bazı kişiler, bu işe karışmanın Güney Afrika'nın işi olmadığını söyledi. Bizler aynı zamanda apartheid suçunun kurbanı olmuş bir halkız. Bizler Güney Afrikalılar olarak, bize karşı işlenen suçların başka yerlerde başka insanlara karşı işlenmesine de seyirci kalmayacağız. Herkes için özgürlüğün yanındayız. Biz adaletin yanındayız." dedi.
"Filistin halkına ve onların kendi kaderlerini tayin etme arayışlarına olan bağlılığımızdan vazgeçmeyeceğiz"
Otuz yıl önce, ilk demokratik seçimlerinin ardından eski Cumhurbaşkanı Nelson Mandela'nın, "Herkes için adalet olsun. Herkese barış olsun. Bir daha asla, asla ve asla bu güzel topraklar birbirinin zulmünü yaşamayacaktır." dediğini aktaran Ramaphosa, şöyle devam etti:
"Ve bu nedenle, bugün bir kez daha diyoruz ki, uluslararası toplum olarak biz, soykırım eylemlerinin cezasız bir şekilde asla, asla ve bir daha asla gerçekleştirilmeyeceğini düşünüyoruz. Bu kararın ardından ateşkes yönünde daha yoğun çaba gösterilmesi ve israil ile Filistin'in bağımsız devletler olarak yan yana yaşamasını sağlayacak kalıcı iki devletli çözüme yönelik müzakerelerin başlaması gerektiğine kesinlikle inanıyoruz.
Güney Afrika olarak, başvurumuzun bir parçası olma niyetini beyan eden bazı ülkeler de dahil olmak üzere, başvurumuzu destekleyen uluslararası topluluğa teşekkür ediyoruz.
Filistin halkına ve onların kendi kaderlerini tayin etme arayışlarına olan bağlılığımızdan vazgeçmeyeceğiz. Kendi acı dolu tarihimiz bizi daha azını yapmaya mecbur bırakmıyor. Adaleti sağlama, barışı teşvik etme, soykırımı önleme ve soykırım suçlularını sorumlu tutma rolünü üstlendiği için Uluslararası Adalet Divanı'na teşekkür ediyoruz.
Bu mahkeme kararının bu krizin sona ermesine, korkunç can kayıplarına ve sıkıntılara son verilmesine, uzlaşma ve adil, kalıcı bir barışa yönelik önemli ilk adımların atılmasına yol açmasını en içten umut ve temenni ediyoruz."
Yorum Yazın