© Güney Postası

'Emekli aylıklarımız giderlerimize yetmiyor'

Memur-Sen’e bağlı faaliyet gösteren Emekli Memur-Sen emeklileri, artan enflasyon ile birlikte hayat pahalılığı sonucu her geçen gün eriyen maaşlarına tepki için basın açıklaması düzenledi.

Emekli Memur-Sen, artan enflasyon ile birlikte oluşan hayat pahalılığı sonucunda her geçen gün eriyen emekli maaşlarını protesto etmek ve yeni yapılacak maaş zamları öncesinde emeklilerin yaşadığı sıkıntıları dile getirmek amacıyla Ankara Ulus Meydanı'nda basın açıklaması gerçekleştirdi.

Basın açıklamasını emekliler adına Emekli Memur-Sen Genel Başkanı Ali Küçükkösen okudu.

Emeklilik huzur, sakinlik ve özgürlük demek olduğunu aktaran Küçükkösen, huzura, sakinliğe, özgürlüğe ve örgütlülüğe ulaşmak için mücadele eden emeklilere teşekkür etti.

küçükkösen, "Bu meydanlarda; emeğini, ekmeğini, alın terini korumak ve hakkını almak için mücadele eden kamu görevlisi ve işçi kardeşlerimiz oldu. Bu meydanlarda; atanmak için, iş bulmak için, eş tayini hakkından faydalanmak için, kadroya geçmek için, ek göstergelerini artırmak için mücadele eden kardeşlerimiz oldu. Bugün bu meydanda emekliler olarak, emekli aylıklarımızı artırmak, adaletsizliği haykırmak, huzursuzluğumuzu dile getirmek için buradayız. Kısacası, hayatımızın her anında ve alanında mücadele etmek zorundayız." dedi.

"Mevcut aylıklarımızla; ay sonunu nasıl getireceğiz sorusuyla günlerimizi geçiriyoruz"

Küçükkösen, açıklamasının devamında şunları aktardı:

"Çalışırken verdiğiniz mücadele emeklilikte görülmüyorsa, sesimizi duyurmak, sözümüzü yükseltmek mecburiyetindeyiz. Çalışma hayatındaki sorunların çözümü için mücadele verirken, şimdi de emeklilik döneminde yaşadığımız sorunların çözümü için mücadele vermek zorundayız. Çünkü emekli aylıklarımız; kiraya yetmiyor, mutfak masraflarımızı karşılamıyor, bakkal market fiyatlarına yetişemiyor, doğalgaz, elektrik ve su faturalarını ödeyemiyor… Mevcut aylıklarımızla; ay sonunu nasıl getireceğiz sorusuyla günlerimizi geçiriyoruz. Emekli olunca rahat bir hayat yaşarız ümidiyle; çalıştık, çabaladık, devletimize prim ödedik, milletimize hizmet ettik, ülkemizin gelişmesine ve büyümesine katkı sağladık. Bugün geldiğimiz noktada, içinde bulunduğumuz sistem; emeklileri devlete yük ve maliyet olarak gösteriyor. Bu bakış açısı, sosyal devlet ilkesiyle de büyük ve güçlü Türkiye profiliyle de uyuşmuyor."

"Emeklilerin aldıkları maaş 3 yıl önceki ekonomik koşulları ancak karşılıyor"

"Hayatımızın geri kalan kısmını; insan onuruna yakışır bir maaş elde ederek, kaygısız ve mutlu geçirmek bizlerin en doğal hakkıdır." diyen Küçükkösen, "2 gün önce 2024 yılı için asgari ücrete yüzde 49’a yakın artış yapılarak 17 bin 2 lira olarak belirlendi. Aralık ayı enflasyon rakamının açıklanmasıyla birlikte kamu görevlisi ve emeklilerinin de alacağı artış oranı belli olacak. Emekli kardeşlerimiz adına bir hususu açıkça ifade etmek istiyorum. Emekli aylıklarımız düzeltilmezse, kamu görevlilerine yapılan 8 bin 77 lira iyileştirme emekli aylıklarına yansıtılmazsa, emekli aylığı ve görev aylığı arasındaki büyük uçurum kapatılmazsa, asgari ücretin bile altındaki emekli aylıklarıyla 2024 yılına değil, ancak 2021 yılına girebiliriz. Bu durumun özeti şudur. Emekliler 3 yıl geriden geliyor, aldıkları maaş 3 yıl önceki ekonomik koşulları ancak karşılıyor. Özellikle kamu görevlisi emeklilerine yapılmayan 8 bin 77 lira ilave ödeme, çalışma hayatını da sosyal hayatı da bir bütün olarak temelden sarstı." ifadelerine yer verdi.

"Bu sorun emeklilerin değil, emekli olacak herkesin sorunudur"

Çalışan kamu görevlileri de en az emekliler kadar tedirgin ve bu çifte standarttan endişeli olduklarını aktaran Küçükkösen, "Kamu görevlileri, emekli olduğunda yüzde 50’den fazla maaşlarının düşeceğini bildiği için emekli olmamakta, emeklilik hayali bile kurmamaktadır. Burada sadece emekliler için bulunmuyoruz. Yarın emekli olacak tüm adaylar, bugünden sorunu görmeli ve bizlere destek vermelidir. Bu sorun emeklilerin değil, emekli olacak herkesin sorunudur. Emekli aylıkları, bir ülkenin standartlarını, değerlerini ve adalet terazisini belirleyen en somut veridir. Gelişmiş ülkeler emeklilerini, el üstünde tutup, haklarını artırmak, hayat standartlarını yükseltmek için düzenleme yapmaktadır. Emeklilerin cebindeki parayı azaltmak, küçük hesaplarla büyük maliyetler üretmek, devlet anlayışımızla uyuşmamaktadır. Sadece emekliler ve sabit gelirlileri kapsayan; mali disiplin ve sıkılaşma politikaları, bütçe tasarrufu ve tedbirler, gelir azaltıcı gider artırıcı uygulamalar, büyük ve güçlü Türkiye vizyonumuzla uyuşmamaktadır." şeklinde belirtti.

"Biz, adil olmayanı, ayrıcalıklı olanı ya da hakkımızdan fazlasını istemiyoruz"

Son olarak Küçükkösen, "Biz devletimizin; büyüklüğünü, gücünü, kapasitesini biliyoruz. Türkiye; ülkesi için emek verenlere küçük hesaplar yapmayacak kadar büyük, vatandaşlarına, çalışanlarına, emeklilerine hakkını tam anlamıyla verecek kadar güçlü bir ülkedir. Biz, adil olmayanı, ayrıcalıklı olanı ya da hakkımızdan fazlasını istemiyoruz. Devletimizin, insanı önceleyen ve önemseyen bakış açısıyla; birçok uygulamayı hayata geçirdiğini, her bir sözünü fiiliyata döktüğünü, mazlumun, mağdurun yanında, adaletsizliğin karşısında olduğunu biliyoruz. Devletimizden beklentimiz; uygulamadaki eksiklikleri gidermesi, emeklilerin geçim derdini ortadan kaldırması, emeklilerin haklı mücadelesini görmesi, emeklilerin sesini duyması ve toplumsal maliyete zemin oluşturmamasıdır. Bu sebeple, kamu görevlisi emeklileri başta olmak üzere emeklilerin; aylıklarının artırılması, ilave ödemenin emeklilere yansıtılması, en düşük emekli aylığının asgari ücret seviyesine çıkartılması ve örgütlenme özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması talebimizi bir kez daha buradan ifade ediyoruz." dedi. 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER